Bu gudubet şehir benim başıma yeni insanlar açacak, onlarla zaman geçirmek için aram açılacak kendimle.Sonra yaşanacaklar yaşanacak ve sıra durum izahına gelecek.
-Abi sen öyle düşünüyor olabilirsin ama ben onu düşünerek yapmadım.Öküzün tekiyim oğlum ben.Böyle mutluyum.Anlatmayı seçmem bazen.Gitmek kolaysa gitmeyi susmak kolaysa susmayı tercih ederim bazen.
Şimdi sana oturup bazenlerimi sıralasam belki haklı bulursun beni.Ama ben anlatmak istemem bazen.
Her insanda denize dalar gibiyim.Muhabbet o kadar güzel gidiyor ki bazen o dipte tuttuğum nefes gelmiyor aklıma.Sonra tam yanlış anlaşılmada...Ulan kalıp açıklasam belki anlayacak ama nefes...Çıkıp hava almam lazım benim bile demeden çıkıyorum.'Biraz da sen anla' ne güzel şarkı değil mi?
Tekrar bir nefesle dalıp açıklayacak olsam suratlar neden gittin asıklığında.Konuşasım bile gelmiyor.'bir tek sen anla'.Sonra derin bir kaçış başlıyor.Hiç yok yere.Kötü anlarda bi köşede durup akla takılıp lanetlenen eşyalar gibi.Gözümün önünde ama kullanasım gelmiyor.Bazı insanlar bana yaramıyor.
Kanepede uzanmış siyah beyaz Sadri Alışık izliyoruz.'Çok az arkadaşın var' diyorsun bana.İçimden neresinden başlasam dememe kalmıyor.
-'Efkarlıyım abiler!'Hadi anla.
Dilimden çıkanlara muhtaç olma,yazdığım satırlara bak, okuduğum kitaplara, izlediğim filmlere, şimdi defalarca dinleyebileceğim bir klip kısalığında değil uzun uzun izleyip olayı anladıktan sonra önceden beğenmeyip sonra defalarca dinlediğimiz dizilerde kullanılmış eski şarkılara.
Zorunluluktan bahsetmiyorum ama raslantı çok hoşuma gider.kağıtlara ağaç çizme huyundan vazgeçeli çok oldu.Bir köşede duruyorum.Bir sahafta,bir gün anlamak isterler de açıp okurlar diye karalıyorum işte....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder