25 Kasım 2013 Pazartesi

Okul

Son kez bi yere uğrayalım dedim.Onun beni ilk kez götürdüğü yerleri gezmek istedim. Beyoğlu'nu son kez gezer gibi stadı sanki yıkılacakmış gibi, sanki bi daha dönmezmişim gibi.Sonra yola çıktık.

En son boğaz köprüsünün girişini hatırlıyorum.Elinde çiçeklerle gülümseyerek yürüyordu esnafa takıla takıla,bu sokaklardan bi evde doğduğu mahallenin bitirim delikanlısı abileri tarafından büyütüldüğünü sadece yürüyüşünden anlarsın da betimlere doymazsın sıkı bir incelemede .Kimi bulduysa karşısında sevdirmişti kendini.

İtalyan takım elbisesi ile Arnavut kaldırımlı sokakları Asos'u andıran semtte denize girmenin vakti geçmişti.Hem de yıllar önce.O az önce bastığı yer doldurma mesela. Zaten bu şehirde 80' de doğanlar hiç denize giremedi.Neyse içinde kalmış olacaktı ki.Takım elbisenin altına çektiği 43 numara paletlerle penguen gibi dolaşıyordu.

Kayalıklara oturdu.Uzun uzun baktı denize gülümsedi.Çiçekler elinde çivileme atladı denize.Atlamayı bilmiyorsan en kestirme yoldur çivileme.Diplere doğru yolculuğu başladı.Atladığı yerin az ilerisinde ki adam Maltepe paketinden bir eksiltti. Dudağındaki boşluğu doldurdu.Hayata inat hep beyaz olmasın diye bıyıkları, kısmi bir sarılaştırma projesiydi bu.

Yağmur başladı.Güneş yakmıyor.Yağmur ıslatmıyordu.Denizden çıktı adam yaka paça sırılsıklam.Çiçekler kupkuru.

En son boğaz köprüsünün girişini hatırlıyorum bu şehirden giderken.Uyan dedi babam. Şu senin okulun galiba İzmir'in girişi işte.




-2006-

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder