5 Temmuz 2016 Salı

Karga

Ellerinde tedirginlik. Bir başkası tarafından kırılıp dökülenleri ellerinden tanırım. Bir de sayılarla çok uğraşanları.Sayılarla uğraşanlar konusunda kendi tecrübelerim de var. Hem sayılarla uğraşıp hem Beşiktaş'lı olanların elleri soyulur. Egzama diyor doktorlar halbuki kazanmaya o kadar inanmışken kaybedenlerin elleri onlar.Kimse isim bulmasın. Çok gereksiz üzüldü onların elleri.Bir de tanı konuyup kalbini daha da kırmasınlar .

Tedirginlik başka. Sanatkar parmaklarının bütünlemesi. İnce parmakların rüzgarda titremesi. Güvenmek ve kaybetmek üzerine kurulu olunca ,kaybedenler kısmından hısım akraba.O yıllar var ya hani giden gidecek olanlar filan onlarda bıraktığımız izler, kader olup geliyor avcunun içine düşüyor, sonra o parmaklara nüfuz ediyor.Bir an geliyor alnında terini silecek oluyorsun, alına bulaşıyorlar.Böylece çemberden geçenler ilk görüşte birbirini alnından tanıyabiliyor. Alnının kırışması ise geçmişi değiştiremeyecek olmanın düşüyle oluşmuş üzüntülerden mütevellit.

Tüm hayat böyle de gitmez. Ama istediğini uzanıp alamadıysan altı yaşında bakkal tezgahından ya insanların el birliği edip sana kattığı özgüven eksikliği yada acaba alabilecekler mi korkusu? Öğretilen korku , öğretilen günahla uyuşmadı.Hak aramak dediğin genelde zaman aşımına tabii.

Şu kilisenin papazı çok meşhurmuş. Bir pazar ayininde çıkarmaya gitsek tüm günahları.Ama dikkat etsin, renklilerle beyazları aynı anda çıkarmasın,yazılarla kırışıkları da. Bulaşır onlar.Bazı günahlar kimseye ait değil. Onlar zamanın bok yemesi. Onlarda ellere bulaşır. Ellerini sürdüğün her yere. Yüzüne , gözüne , alnına bulaşır onlar da. 

Zamanın günahlarını zamana bırakalım. Kışın son ilkbaharın ilk günleri kıyıya vurup sararan yosunlar gibi.Hiç bir fotoğraf o an kadar üzemedi beni. Yazın yenilenip geri gelir belki. Şimdi yapılacak hiç birşey kalmadıysa dönüp yanlışlara bakalım. Söylemiştim. İki şık arasında gidip geldiğimiz o sınavların sonrasında dağıtılan cevap anahtarlarında hep yanlış cevabı işaretlediklerin kaldıysa aklında bir daha bakma. Çünkü doğrular içinde zaman gerekir.Bazı doğrular günün yanlışı olabilir.Bazı yanlışlar elinden alnına bulaşabilir.

Rıhtımda uçan martılara sövmekten vazgeç.Rıhtımda çay içmek senin tercihin.

Kapattım hayatı biraz. Sinirden mi özlemden mi anlamaya çalışmam lazımdı. Bu nasıl sezon finali. Her şey havada kaldı. Yosunlar yazın ortasında kıyıya vurdu. Ve özleyeceğim, çok özleyeceğim çok özlüyorum, daha şimdiden özledim

3 Temmuz 2016 Pazar

Sonra -baska -

O uzun çizgi gibi olana bassana, sana çay bana içecek birşeyler doldurayim, en sakin karakterin patladığı an olsun durduğun. Düşünelim bu kadar zamandır nasıl susmuş. Bir yaprak mevsimine uymamış çok sonra düşmüş.

Sonra son bahar gibi , girdigim super markette ekmek isterken , boleyim mi diyor eski bakkal rıza abi. Bolmeyin abi diyorum. Abi fazla ismini biliyorum ama aradan yıllar geçmiş elden bakkal gitmiş sanki bölme rıza abi desem çok üzülecek. Neydim ne oldum diyecek. Bi daha gidemedim oraya.

Tüm gece dolaştım sokaklarda . Bi tane daha içip bi nefes daha çektim terk edilmiş dükkanda. Sonra eve girip o uzun çizgiye bastım ;

Gömleğin ne de güzelmiş

Beraber almıştık 8 sene önce salı pazarından