3 Kasım 2013 Pazar

karşıda adalar

Ülkenin en çok okunan en uzun süredir ayakta olan gazetelerinden birinde çalışıyorduk.Kış ayları satış dışarıda olduğu için çalışanlara mont göndermişlerdi. Ama bedenleri obezite hastaları içindi.

İstanbul da toplantıya çağırdılar ekibi topladım gittik.Yayın yönetmenlerinden biri çıktı konuşmaya başladı:" Biz milletin duymak istediğini yazmakla yükümlüyüz" dedi." Satışlarımızı düşünmek zorundayız" 

İnsanların doğrulardan çok yalanlara ihtiyacı var.Yalanlar onun yanındaysa şayet.Çoğu aile çocuklarını büyütürken yalan söylemenin dünyanın en kötü şeyi olduğunu nasihat eder.Ve çocukların ailesinde gördüğü ilk teoriyle pratiğin çarpıştığı durumdur bu.O yüzden doğrucular eşrafta ki köy muhtarlarıyla bir hayli tanıştır( ikamet değiştirme durumundan mütevellit ).

Söz istedim."Celal bayar üniversitesi Satış amiriyim. Biz 3 kişilik ekibiz. 3 tane mont göndermişsiniz ama 1 tanesine 3 kişi girebiliyoruz diğer 2 sini geri alabilirsiniz dedim".
Hayatımda bu kadar alkış almamıştım.Ama adam haklıydı "insanların duymak istediği şeyleri söylemek lazımdı".Doğru yada yanlış.Bu gazete vakti zamanında Ahmet Kaya ya vay şerefsiz diye başlık atıp hükümetin barış sürecinde özür dileyen yazar ve onun gibilerle doluydu.En yakın zamanda istifa ettim.

Karşıda adalar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder