20 Kasım 2017 Pazartesi

Kara coğlan

Dersane dönemi diye bir dönem var, ergenlik sokağına gir sokağı bitirince en güzel öğrencilik yıllarına varmadan kafanı kaldırınca hemen kursağında kalıyor. Kime sorsan gösterir.

Dersane kantininde otuyorsun -sigara içmenin ab vatandaşlığına varan ihtişamı olduğu yaşlar - arkadaş gelip masaya çöküyor paketten bir sigara alip masaya bırakıyor buyrun siz de içebilirsiniz türüne örnek bir şekil -ab de işci olmuş bizi yanına aldırmaya çalışıyor- bir nefes alip oflayınca anlat demek zorunda kalıyor insan. Ya abi kızın hedefleri varmış okulu kazanana kadar kimseyle çıkmayacakmış söz vermiş ailesine.ooof offf

Ben de söz veriyorum aileme ilk aylarda bi yerleri tutturcam söz diyorum yeter salın beni lanet olsun söz diyorum ama sonrasında aileme söz verdiğim kızlar arasinda duyulunca bir gecede ünlü olan mirkelam gibi aniden patlıyorum.Bir iki olmaz hayır söz verdim diyorum ama iki ay sonra gelen ısrarlara ılımlı cevaplar vermeye başlıyorum derken babamin tum parasini hanımla kızla yemişim sandım o sıra. Babamın iflasi benim yuzumden degilmis sonradan söylediler.Aile şirketlerinde olurmuş böyle.Evli abiyle evli erkek kardeşin eşleri rahat durmazmış. Sonra biri ceketini alıp hiç ses etmeden beyefendi gibi gidermiş.

O yıl derste kaybedip aşkta ne halt yediğimi bilmiyordum.Hatırladığım parmaginda 0.5 tombo uc saplanmış  bi kız vardı bayadır parmağında uçla yaşıyorum demişti gülerek. Uç hikayesi eğlenceli de keşke gülmeseydi zaten olay komik ona gülmüştü bence.Heralde hayır cevabını duymaktan korkmuştum çünkü o da ailesine söz vermiş olabilirdi.Ben hiç soramadım o hiç söylemedi.

O yıldan anladığım her şey imkansız olduğu zaman güzeldi karacaoğlan gece hayatını abartıp orta yaşlarının sonunda gece hayatına doyduğunda aşık olduğu kız ona emmi demişti. Çünkü artık karacanın annesiyle oturduğu evin  kredisi çoktan bitmişti kız ise  yeni mezundu ve asistan taytılında çalışmaktaydı ve kyk borcunu ödemeye 1 yıl sonra başlayacaktı

Universitede dersteyken parmağıma uç saplandı kanım kağıda karıştı sessizce gülümserken asistan anlat bizde gülelim demişti.Oysa ben kahkaha atmamış bir anımı hatırlayıp istemsizce tebessüm etmistim. Bu kadar merak uyandırmasi bence psikiyatrinin konusu. Sanki benle bot bağladın benle yaşadın tüm bu anıları.Anlatacakmışım gülecekmiş. Şimdiden sonra 0.5 ucu olupta vermeyenin lafının sonundaki tüm küfürlerin yekten talibi benim.

Al buyur anlattım . Sanki her durum herkese mi komik?

2 Eylül 2017 Cumartesi

Hatlı savunma vardır

Bi kablo cekilmiş anladığım kadarıyla bi baktım göbeğimden bir yere uzuyor. Başımda beyaz tenini beyaz önlüğe sarmış ama bak bu çok güzel. Nur topu gibi diyip uzatıyor beni.Kokusu çok tanıdık bi kadın var belli ki akrabalik  bağimiz var. Akraba ile alış veriş olmaz diyip hemen bağı koparacak oluyorum. Derken hassiktir süt kaka bez hep icerde kaldı oglum geri dön sal kendini diyorum. Aksamları eve sarı saçlı mavi gözlü biri geliyor kartaldan. Rakip karşısında haddi
 olmadan cikan ender ossasuna kontra atağıyım gözüm kara buralarda yeniyim.
Bak kardes bak abla diyorlar lan kardes ayagı şu ayağı desem bu ihtiyarlar gülüp zamane bebesi diyecek.

Usulca yaklaşıp iletisimi kuruyorum.Herkes ana kablo nerden geciyor diye soruyorken ana benimki nerde diyorum? Cevaplar self servis abicim diyor biri. Cevapladı ya yakın hissediyorum. Memleket nere hangi takimlisin derken hooop göbekten bir kablo ona bağlıyorum. Zaman geçen bir şey  eve gelene bir kablo cevap verene bir kablo.


Hep istedigime uzatamiyorum kabloyu bazen başkası takılıyor.Mesela ilkokulda parası calinan Fikret. Ben gördüm oglum kimin aldığını ama diyemem hala. Sana da bi kablo uzandı. Duydum sonra kumarbaz  olmuşsun. Lan ailene koyar da bana koymaz mi bu? Bari kartalspora alt oyna. Bu bana hep vicdan ne ihbar edebilirim ne banane diyebilirim.

Bi uzatma yan bahçeye cektim. O da bana . Sonra sonrası iki elim göbek bağımda el fatiha.Hayat erken bulduğu golle önüme geçti ve Hala Gökhan öztürk anaokulu var sanırken kazdağlarında aile sağlığı merkezine dönmüş kardeşimin hayratı.

Kime uzatsam kabloyu kısa devre yapıp canım acıdı sonrasında.

Sonra bi kablo bi kablo daha artik su içsek fotograflayip ihbarliyoruz birbirimize. Dünya çekilmez bir yere dönerken anı yakalayıp yaşamadan hapsettik bi maaslık telefonlara.Kablolar dolandı birbirine.


13 Haziran 2017 Salı

beş dakikaya ordayım

Merhaba Yaşayamayanların yaşattığı dünyadan bildiriyorum.

Çocukluğunu yara bere içinde tamamlamış ebeveynlerin en ufak bir sekteye uğrayan çocuklarının peşinden bağırarak koşup ağlamayacak çocukları ağlattığı dünyadan.

Mahallede canı zorla dayak isteyen  arkadaşına vurup sonra babasından dayak yiyenlerin dünyasından.
Hoş dayak yese bir de babadan sopa gelecekti nasıl dövemedin diye. Tutarsız bir dünyadan geliyorum.

Çok havalı olur düşüncesiyle başladığımız kurstan  io parlo italiano diye çıkarken en can yakan dilin arapça en ağlatan kelimenin ise el fatiha olduğunu tek başıma öğrenerek geliyorum.


Bu oda gizli oda kilitli diye gizem oluşturup ilgi çekmeye çalışanlara karşı salon kapısından lan evin odalarının tüm kapılar aynı nasılsa diye aldığım anahtarla açtığım kapılardan geliyorum.

Komşunun çocuğu o okuldaki öğretmenin çocuğuydu o yüzden tüm dersleri 5 ti ama 3 yıl hazırlanıp 2 yıllığı anca kazandı. Dersaneden dersleri asarak anadolu'da 4 yıllık kazandım böbürlenecek iş değil ama noldu o 5 ler diye soranların yanından kalktım geliyorum.

İlk okulun en güzel kızı Özge sen Emre'yi tercih ettin ama o arkandan seni tüm mahalleye 1.6 dizel az yakar diye reklam ederken  yüzüne indirdim yumruğumun karşılığı ilk yardımından geliyorum.Emre'nin abisi varmış.

Ayıbını örttüklerimin hattalarımı interpol yardımıyla aradığı koduğumun dünyalıların arasından geliyorum.

Uefa kupasının çoşkusunda ortak olduğum Cimbomlulardan 8taş diye geri dönüş aldım. İyi gün dostu olunmaz anca yancısı olurmuşsun öğrendim geliyorum.

Askerde Tezer Özlü okursan dağ yapılanmasından mı şehir kadrosundan mı diye soran  sorudan da anlışılacağı üzere edebiyattan çok ülke gündemini takip eden erbaşların arasında aklımı koruyup geliyorum. Şafak coni moni.

Hiçken makara yapıp boy göstermeye niyet ettiğim andan itibaren haset eden akrabaları bayram ziyaretinden geliyorum.

Sorumluyken işe geç kaldığı için müdüründen azar işitenlerin müdür olduğunda işe geç kalanları daha çok azarladığı dünyadan.

Sevişemediği için dünyayı dar edenler arasına atılan uzunlanmasına bir ara pasım tusubasa çizgi filminde atılan.Aranızda konuşanacak o kadar vaktimiz yok sinirim had safhada.Beni vurun kaleyi bulduğunuz ilk yerden.Beni vurun beni onlara vermeyin.

1 Nisan 2017 Cumartesi

İkinin yanındaki yedi

Artık anlatabilirim. Üzerinden 10 yıl geçti çünkü. Bir günahı 10 yıl kimseye demeden taşırsan zaman aşımında ... olmuyor mu öyle?Ama herkezin arkasından herkes konuşuyor

Kuzey egenin kış ayları lanetli kasabalar gibiydi o yıllar terk edilmişti.Sanki muhabbeti sarmiyordu da sırf yazlığı olduğu için sırf yazları ziyaret edilen akraba gibiydi.Yazlık bir mülk edinildiğinde yada bir başka akraba denizi daha güzel bir yerden yazlık edindiğinde bir daha görüşülmeyecekti.

Girişinde livorno bayrağı asılı otel lobisindeydim.Başka açık otel yoktu zaten. Kimlik uzattım. Isme baktı.
Kaç gün kalcaksınız Mehmet bey?

Hayata dair tek planımız temiz bir yatakta uyuyup kafayı toplamaktı. Sibel ailesinden kaçıyordu. Benim kaçacak bir şeyim olmadığı için O nu kovalıyordum. kaçmasina yardımcı oluyordum. Telefonunu hic acmadığı icin telefonumu veriyordum. Omzumu, sıcaklığımı ,kalp atışlarımı, üst dudağımı, o derslerini verirken ben zamanımı O na veriyordum. Yetmez gibi kabul etse nüfusumu bile verip soyismini alabilirdim.

Üç gün dedi. Kafamla onayladım.

3 gün odadan çıkmadık. 3 gün Sibel den baskasını görmedim Sibel i de uyurken görmedim. Benden sonra uyuyup benden önce uyanıyordu.Kahvaltıyı hazırlıyordu.Başımı okşuyordu. Kılımı dökmüyordum tuvaletimi doğru yere yapıyordum ve kendimi sevdirmeyi iyi biliyordum. Şanslıydım. Mutluydum. Dünya umrumda değildi. On yıl sonra mutsuz olacaktım ama yine dünya umrumda olmayacaktı.

3 gün camdan Assos u izledik.Tek tük geçen insanları izledik. Şarap açıp omzuma yaslandı. Saçlarının kokusunu burnuma dövme yaptırabilirdim. Kafasını gögsümde hissedince kendi kalp atışımı fark ediyordum. Şişeyi uzattı.Bak sağ taraf benim kalem sol taraf senin yürüyen insanlar hangi yöne giderse gol olur kaybeden akşam yemeğini çözer dedi.
Oyuna başladıktan sonra bir kişi kalmadı sokaklarda. Bir saat bekledik.İkinci şişeyi açtık. Sarhoş olduk. Bir kedi gördü sonra. Kedi de olur dedik. Süt beyaz kedi çöpü karıştırdı. Sonra ikimize esit uzaklıktaki duvara tırmanıp uzaklaştı. Kalkıp yiyecek bir şeyler bulmam gerekirse avlanmam lazımdı.

Odadan çıktım. Her yer karanlıktı . Işıkları yaktım. Birileri koluma girip yatağima geri yatırdı. Hadi uyu geçicek dedi.

Uyudum uyandım.Telefonumun rehberinden silmisim bir daha hiç bir zamam arayamadım.


Hiç ortak arkadaşımız olmadı pek çok unuttuğumu düşündüğüm anılarımız olabilir.Kokusunun nasıl hisler yaşattığı hayal meyal. Önce kokusu gitti zaten.

Hediye olarak bir film afişi kalmiştı. Yada o afişin Onun tarafından alınmış olmasını isteyip kafamda öyle kurmuş olabilirim.Dün taşınırken çöpe attım. Hediye bile olsa zaman aşımına tabi.